top of page
Yazarın fotoğrafıAslıhan Gürbüz Sevim

İdari Yargıda Süreler

Güncelleme tarihi: 9 Tem 2021

İdari yargılama hukukunda iki dava çeşidi bulunur. Bunlardan biri idari işlemlerin hukuk dünyasından silinmesi talebiyle açılan iptal davaları, diğeri de idari eylem, işlem veya sözleşmelerden kaynaklanan zararların tazmini talebiyle açılan tam yargı davalarıdır.

İdari davalarda karar verilebilmesi için ilk incelemede bakılan en önemli şart davanın süresinde açılıp açılmadığıdır. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15.1.c maddesi gereğince, ilk incelemede süresinde açılmadığı anlaşılan davalar reddedilir.

Anayasanın 125.3 maddesine göre, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü 7. maddesinde; iptal davalarında açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olarak belirlenmiştir.

Tam yargı davalarındaki süre ise,

İptali istenen işleme karşı hem iptal ve hem tam yargı davasının birlikte açılması halinde işlemin yazılı bildirim tarihinden itibaren 60 gün içerisinde,

Eğer idari işleme karşı öncelikle bir iptal davası açılmışsa, bu davaya ilişkin kararın ya da kanun yollarına başvurulmuşsa (istinaf ya da temyiz) bu kararın, ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 60 gün içinde,

İdari eylemden dolayı hakları ihlal edilmiş olanların, idari eylemin meydana gelmesinden itibaren bir yıl içerisinde zararlarının tazminini idareden istemeleri üzerine, idarenin istemi reddi halinde, red işleminin kendilerine tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılabilir.

Bu kapsamda, İdari Yargılama Usulünde süreler yönünden özellik oluşturan 10. ve 11. maddelerini açıklamak gerekir:


İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesine göre; kişiler haklarında herhangi bir idari işlem bulunmuyor iken, işlem yapılması için idari makamlara başvurabilirler; (örneğin, kamu görevlisinin kademe ve derecesinin eksik hesaplandığı, düzeltilmesi isteği ya da geriye dönük özlük haklarının talebi gibi) İdare, bu talepleri aldıktan sonra 60 günlük süre içerisinde cevap vermek zorundadır. İdare, 60 günlük süre içerisinde cevap vermezse, bu talebi zımnen başka bir deyişle, hiçbir şey söylemeksizin (herhangi bir işlem tesis etmeksizin) üstü kapalı olarak reddetmiş sayılır. İdarenin cevap vermeyerek reddetmiş sayıldığı 60 günlük sürenin bitiminden itibaren başlayan, 60 gün içerisinde, red işleminin iptali için idare yargıda dava açmak mümkündür.


İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. Maddesinde düzenlenen husus ise şöyle açıklanabilir;

Bir idari işlem tesis edilmiştir, ancak, idari işlemden etkilenen kişi, iptal davası açmadan önce, idari işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını, değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, işlemin kendisine bildirilmesinden itibaren 60 gün içerisinde isteyebilir. Bu başvuru, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. İdare, 60 gün içinde bir cevap vermezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.


Söz konusu 11. maddeyi biraz daha açıklamak gerekirse, idare kişiye idari bir işlem tebliğ etmiş ve uygulamıştır. İşlemin sonuçlarından haberdar olan ilgilisi, diyelim ki bu işleme karşı, tebliğ tarihini izleyen 5. günde işlemi uygulayan makama ya da bir üst makama işlemin kaldırılması için itiraz etmiştir. İtiraz edildiği gün idari işleme karşı dava açma süresi durur, kesilmez. Yani, 60 günlük dava açma süresinin 4 günü bitmiştir. Dava açmak için 56 gün kalmış demektir. İdarenin, ilgilisinin işlemi kaldırma talebini reddi üzerine, bu kararın yazılı bildiriminden itibaren 56 gün içerisinde idari yargıda dava açmak gereklidir.


Ayrıca, adli yargı yerlerince (asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi gibi) idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedilen davalarda dava açma süresine ilişkin özel düzenleme, İdari Yargılama Usulü Kanunu 9. maddede getirilmiştir. Buna göre, çözümü Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli yargı yerlerine (asliye hukuk, sulh hukuk mahkemesi) açılmış bulunan davaların görevli olmadıkları nedeniyle reddi halinde, red kararının kesinleşmesini izleyen günden itibaren 30 gün içinde görevli olan idari yargıda dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.


Sonuç olarak denilebilir ki, idari yargıda süreler genel olarak hak düşürücü süre olarak kabul edilir. Haklı olsanız bile dava açma süresini geçirmişseniz, davanın haklı olup olmadığınıza bakılmaksızın, dava süre nedeniyle reddedilir.

Faydalı olması dileğiyle…


Av.Aslıhan Gürbüz Sevim

Aralık 2020




© Bu sitedeki yazılar yazar adı ve site kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz.

341 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


Yazı: Blog2_Post
bottom of page