İlam nedir sorusunun cevabını genel olarak biliriz, ilam, mahkeme tarafından yapılan inceleme ve yargılama sonucunda, davanın tarafları hakkında verilen son kararın, taraflara verilen mühürlü suretidir.
Fakat, İcra İflas Kanununun 38. maddesinde ve bazı özel kanunlarda bazı belgelere ilam niteliği verilmiştir. Bir başka deyişle, bu belgelerle, sanki mahkeme kararı gibi ilamlı icra takibi yapmak mümkündür.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 38’de “İlam mahiyetini haiz belgeler” başlığı ile düzenlenen hükümde yer alan ilâm niteliğinde belgeler şunlardır.;
Mahkeme huzurunda yapılan sulhler,
Mahkeme huzurunda yapılan kabuller,
Kayıtsız ve şartsız para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklinde hazırlanan noter senetleri,
İstinaf kefaletnameleri,
Temyiz kefaletnameleri ve
İcra dairelerindeki kefaletnameler.
Bu belgeler için, “ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tabidir” denilerek, ilâm kuvvetinde olduğu düzenlenmiştir.
İlam gibi icra edilmekle birlikte bu belgeler, mahkeme tarafından verilen karar gibi kesin hüküm ifade etmezler. Bunun anlamı şudur; alacağın zamanaşımına ya da istenmesinin hak düşürücü içerisinde yapılmamasından bahisle veya bu kadar borcun olmadığı iddiasıyla, borçlu olmadığının tespiti davası (menfi tespit davası) açmak mümkündür.
İlâma bağlı alacaklarda, ihtiyati haciz yoluyla takipte teminat gösterilmesi gerekmez. İlâm niteliğinde belgelere dayanılarak yapılan ihtiyati hacizlerde teminatın gerekip gerekmediğine mahkeme tarafından karar verilir.
İlâmlar, kural olarak (istisnalar dışında) 10 yılda zamanaşımına uğrar. Kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren düzenleme biçimindeki noter senetlerinde zamanaşımı ise, senet içerisinde var olan alacak için Türk Borçlar Kanunu veya Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen süreye göre hesaplanır.
Diğer bir fark, düzenleme biçimindeki noter senetlerine dayalı olarak yapılan ilâmlı icra takibinde, geri alma alacağı davası (istirdat davası) açmak mümkün iken, kesinleşmiş bir mahkeme hükmüne dayalı olarak yapılan ilâmlı icra takibinde istirdat davası açmak mümkün değildir.
Ayrıca, ilam niteliğinde belgelerin irade sakatlığına dayalı olarak imzalandığı iddiasıyla, yanılma (hata), aldatma (hile) veya korkutma (ikrah) sebebiyle, yanılma veya aldatmanın öğrenildiği tarihten, korkutmada ise; korkutmanın etkisinin kalktığı tarihten itibaren 1 yıl içerisinde sözleşmenin iptalini istemek mümkündür.
Bunun yanında, aşırı yararlanmada (gabin), deneyimsizlik sebebiyle bunun anlaşıldığı tarihten itibaren, zor durumda kalınmasında ise, bu durumun ortadan kalkmasından itibaren 1 yıl içinde, herhalukarda sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde bu belgelerin iptali dava edilebilir.
Son olarak, özel kanunlarda düzenlenen, uygulamada en çok gördüğümüz bazı ilam niteliğindeki belgeleri sıralayalım;
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35/A maddesi uyarınca düzenlenen uzlaştırma tutanakları,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18. maddesi uyarınca düzenlenen anlaşma belgesi,
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70. maddesi uyarınca verilen tüketici hakem heyeti kararları (belli miktarlar arasındaki),
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 64, 86 ve 162. maddesi uyarınca avukatlar hakkında verilen para cezası ve baro giderlerine ilişkin kararlar,
1512 sayılı Noterlik Kanunu 145. maddesi uyarınca para cezası ile giderlerin ödenmesine ilişkin kararlar.
Faydalı olsun umarım....
Av.Aslıhan Gürbüz Sevim
Ocak 2022
#ilam #mahkemekararı #ilamlıtakip #ilamlıicra #icraedilebilirlik #arabuluculuk #uzlaştırma #usulhukuku #ilamniteliğindebelge
Yararlanılan Kaynaklar
©️Bu sitedeki yazılar, site ve yazar adı belirtilmeden kullanılamaz.
Comments